3 Mayıs 2015 Pazar



KÜÇÜK MUCİZELER DÜKKANI

             Bu zamana kadar okuduğum kitaplar arasında en çok beğendiğim belkide beni en çok etkileyen kitaptır.
 DEBBIE MACOMBER

Kitapları dünya çapında 140 milyondan fazla satan Debbie Macomber, günümüzün önde gelen popüler yazarları arasındadır. Tecrübelerinden ve gözlemlerinden yola çıkarak yarattığı zorlu karakterlere hayat verebilme yeteneğiyle tanınan yazar, küçük yerleşimlerdeki ev ve aile yaşantısı ile kalıcı dostluklar üzerine kalpleri ısıtan, keyifli ve eğlenceli hikâyeler yazmaktadır. Her kitabıyla dünyada büyük ilgi uyandıran Macomber, aynı zamanda çok satanlar listesinin daimi yazarlarından biridir. Macomber’ın eserleri, satışa çıktığı ilk hafta New York Times, USA Today ve Publishers Weekly listelerinde yerini almayı başarmıştır.

İlk kitabıyla birlikte oldukça geniş bir okuyucu kitlesine ulaşmayı başaran Macomber, yakın zamanda Türkiye’de de yayımlanacak The Christmas Basket adlı kitabıyla 2005 yılında Rita Ödülleri / “En İyi Roman” ödülünü kazanmıştır. Bunun dışında da birçok ödüle layık görülen Macomber, Quill Ödülleri’nde “Okuyucunun Seçtiği Roman” ödülünü de alarak bir ilke imza atmıştır.
 
KİTABIN ÖZETİ
Lydia Hoffman, 16 yaşında başlayan kanser mücadelesiyle savaşmaktan dolayı gençliğinin ilk yıllarını acılarla ve ölümü bekleyerek geçirmiştir. 30 yaşına geldiğinde kanseri iki kez yenmeyi başarmış, ama kanserin tekrar etme olasılığı yüzünden hayatına bir türlü yön verememiştir. Babasını kaybedince kabuğuna çekilmenin yersiz olduğunu anlar ve Blossom Sokağı’ nda bir tuhafiyeci açmaya karar verir. O zamana kadarki tüm birikimlerini bu tuhafiye için harcar. Tabi yıllardır arasının iyi olmadığı ablası buna en çok karşı çıkan kişidir. Üstelik o sırada Blossom Sokağı’ nda yapılan yenileme yüzünden sokaktan geçen çok kimse olmamaktadır.
Lydia, dükkanında bir de “Bebek Battaniyesi Kursu” vermeye karar verir. İlk başta geçimini sürdürmek için verdiği bu karar, onun hayatını değiştirecek ve gerçek dostluklarla tanışmasını sağlayacaktır.
Jacqueline Donovan, bu kursun ilk müşterisi olacaktır. Kendisi, relit tabakadandır. Her ne kadar dışardan bakılınca hiçbir sorun yokmuş gibi görünse ve aynı evi paylaşmaya devam etseler de eşi Reese ile yıllardır konuşmamaktadır. Üstelik biricik oğlu, kendilerine hiç uymayan bir kızla evlenmiş ve bir de bebek beklemektedir. Şans eseri kurs ilanını görür ve sorunlarından biraz olsun kaçmak için başvurur.
Kursun diğer müşterilerinden biri Carol Girard eşini çok sevmekte ve iki kez tüp bebek denemesi yapmalarına rağmen bir türlü bebek sahibi olamamaktadır. Tedavi için son bir şansları kalmıştır. Sırf bebek isteği uğruna kariyerinden, arkadaşlarından vazgeçmiştir.
Alix Townsend ise Blossom sokağında bir filmcide çalışmakta, Laurel adında bir kızla aynı evde yaşamaktadır. Sosyal hizmet görevinden kurtulmak için kursa yazılmayı kabul eder.
Hem dış görünüş olarak, hem de kişilik olarak birbirlerinden tamamen farklı bu dört kadın için kursun başları hep sorunlarla gitmektedir. Battaniye örmekte zorlandıkları gibi birbirleriyle anlaşmakta da zorlanırlar. Konuşmaların sonu tartışmalara dönüşür. Ama örgü öğrenildikçe, ilmekler atıldıkça birbirlerinin hayatlarında da yer etmeye başlarlar. Zamanla sırdaş olurlar, birbirlerinin en önemli anlarında yanlarında olurlar. Beraber ağlayıp beraber gülerler. Sadece vakit geçirmek için başlanan bu kurs hem kendi hayatlarında büyük değişimler olmasına hem de birbirlerinden farklı kız kardeşlere sahip olmalarına vesile olur…









Hiç yorum yok:

Yorum Gönder