SAMSUN
Samsun, Türkiye'nin bir ili ve en kalabalık on altıncı şehri. Karadeniz Bölgesi'nin Orta Karadeniz Bölümü'nde yer alır ve bölgenin en kalabalık şehridir. On yedi ilçenin bulunduğu Samsun'un genel yönetimi Samsun Büyükşehir Belediyesi ve valilik tarafından sağlanmaktadır. Kuzeyinde Karadeniz, doğusunda Ordu, güneyinde Tokat ve Amasya, batısında ise Çorum ve Sinop illeri ile çevrilidir.
Karadeniz Bölgesi'nin eğitim, sağlık, sanayi, ticaret, ulaşım ve ekonomi açılarından en gelişmiş şehri olan Samsun kalkınmada birinci derecede öncelikli yörelerden olup "Karadeniz'in Başkenti" ve "Atatürk'ün Şehri" olarak tanıtılmaktadır.Karayollarıyla Karadeniz Bölgesi'ni İç Anadolu Bölgesi ve Doğu Anadolu Bölgesi'ne bağlayan Samsun aynı zamanda bir liman şehridir ve geniş hinterlandı ile bir lojistik merkezidir.
Yerleşim geçmişi MÖ 60000 yılına dek uzanan Samsun'a yerleşen ilk topluluk MÖ 5000-3500 arasında buraya gelenKaşkalardır. Kaşkaların ardından Hitit ve Amazon dönemlerini yaşayan şehir MÖ 1182 ile MÖ 546 yılları arasında sürekli el değiştirmiş ve bu yıldan itibaren Pers hakimiyetine girmiştir. Perslerin ardından Pontus, Roma, Bizans egemenliği gören Samsun bunların ardından bir Ceneviz kolonisi haline gelmiştir. Bu dönemde Danişmendliler Beyliği tarafından kuşatılan Samsun alınamamış ve şehrin hemen yanına "Müslüman Samsun" adıyla yeni bir şehir kurulmuştur. I. Mehmed dönemine dek iki Samsun şehri de varlığını sürdürmüş, bu dönemde her iki şehir de Osmanlı Devleti topraklarına katılarak birleştirilmiştir.1422-1428 yılları arasında Osmanlı hakimiyetinden çıkan Samsun tekrar Osmanlı toprağı olmuş ve 1923 yılında Türkiye Cumhuriyetinin ilanına dek bu durumunu sürdürmüştür.
Türkiye'nin kurulmasına dek uzanan ve 19 Mayıs 1919'da Mustafa Kemal'in Samsun'a çıkışıyla başlayan sürecin başlangıç durağı olması nedeniyle özel bir konumu bulunan Samsun "19 Mayıs Kenti" olarak anılmakta ve 19 Mayıs Atatürk'ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı'na ev sahipliği yapmaktadır. Ayrıca 1938 yılında resmî bayram ilan edilen 19 Mayıs günü 1926 yılından beri Samsun'da "Gazi Günü" adıyla kutlanmaktaydı. Mustafa Kemal Atatürk de 19 Mayıs'a verdiği önemi o günü doğum günü olarak kabul ederek göstermiştir.
ETİMOLOJİ
Şehir, Strabon'un aktardığına göre Hititler döneminde Eneti adını taşımaktaydı. MÖ yaklaşık 670 yılında ise Miletlilerin geldiği bölgeye Priea adı verilmiştir. Yapılan arkeolojik kazılarda bu döneme ait bir tarafında puhu bir tarafında da Priea yazısı bulunan sikkeler bulunmuştur. Daha sonraları ne koşullarda olduğu bilinmemekle birlikte şehir Αμισός (ΑΜΙΣΟΣ) yani Amisos adını almıştır. Bu ismin Grekçeden geldiği ileri sürülse de kelimenin aslının Anadolu menşeili Palaca olduğu ve Hamis (ya da Hamist) kökenine dayandığı düşünülmektedir. Pontus Krallığı ve Roma dönemlerinde ismini koruyan şehir (kimi kaynaklarda Gnaeus Pompeius Magnus tarafından Pompeiopolis adı verildiği savunulmaktadır), Bizans İmparatorluğu tarafından Aminsos olarak adlandırılsa da Amisos adı yaygın olarak kullanılmaya devam etmiştir. Grekçede omega yerine omikron ile yazılan şehrin ismi iki harf arasındaki benzerlikler nedeniyle Latin alfabesine çeviride Amisus şeklinde de okunabildiğinden dönemin Roma kaynaklarında hem Amisos hem de Amisus şeklinde kullanımlara rastlanmaktadır.
1100'lü yılların ilk çeyreğinde Melik Gazi tarafından Amisos'un yanına yeni bir şehir kurulmuş ve Türk akıncıları yeni kurulan kente kendi aralarında "Amisos'un yanındaki şehir" anlamına gelen İsamisos adını vermişlerdir. 1200'lü yılların ilk çeyreğindeCenevizlilerin yerleştiği Amisos'un ismi tekrar değişmiş ve çeşitli kaynaklara göre Amisum, İs Amisum, Simisso, Sinuso ya da Semiso isimlerinden birini almıştır.Aynı dönemlerde şehrin ismi Türkler tarafından صاميسون şeklinde yazılmaya ve Samisun şeklinde söylenmeye başlamıştır. İbn Bîbî'nin el-Evâmirü'l-Alâiyye fi'l-umûri'l-Alâiyye'sinde,Kerimüddin Mahmud-i Aksarayî'nin kaleme aldığı Müsâmeretü'l-Ahbâr'da ve erken dönem Osmanlı tarihçilerinden Şükrullâh'ın Behcetü't Tevârîh ile Tevki'i Mehmet Paşa'nın Risale-i Selatini Osmaniyye adlı eserlerinde kentin ismi Samisun şeklinde geçmektedir.
Kentin adını صامسون yani Samsun şeklinde yazıp okuyan ilk kişi Endülüs Emevî coğrafyacı ve gezgin İbn Said'dir. Selçuklu Sultanı II. Gıyaseddin Mesud ve İlhanlı Hükümdarı Olcaytu adına basılmış sikkelerde de yer alan Samsun sözcüğü bu sikkelerde İbn Said'in yazdığı gibi yazılmıştır.
COĞRAFYA
Samsun, Karadeniz Bölgesi'nin Orta Karadeniz Bölümü'nde yer almaktadır. 2014'ten önce merkezi oluşturan Atakum, Canik, İlkadım ve Tekkeköy 661m2'lik bir alanı oluşturmaktadır. İl merkezinin kuzeyinde Karadeniz, batısında Bafra ve Ondokuzmayıs ilçeleri, güneyinde Kavak ile Asarcık ilçeleri ve doğusunda ise Çarşamba yer almaktadır. 605.319 kişilik merkez nüfusuyla Samsun, Karadeniz Bölgesi'nin en kalabalık ikinci ili olan Trabzon'un merkez ilçesi Ortahisar'dan 299.033 kişi daha kalabalıktır ve Karadeniz Bölgesi'nin en kalabalık şehir merkezidir.
Canik Dağları'nın orta kesimleri Samsun sınırlarında yer almaktadır. Yüksekliği 1.500 metreyi geçmeyen bu dağlar basık, yuvarlak ve dar sırtlıdır. Bu nedenle şehrin kıyı ile olan bağlantısını kesmemektedir. Kızılırmak ve Yeşilırmak'ın oluşturduğu deltalar ise ilin önemli tarım ovaları olan Çarşamba ve Bafra ovalarını barındırmaktadır. Samsun il sınırları içerisinde yedi farklı göl bulunmasına rağmen bunların hiçbiri büyükşehir ilçeleri sınırlarında yer almaktadır. Ayrıca ildeki dokuz göletten yalnızca Taflan Göleti merkezde yer almaktadır. Kurugökçe Deresi'nden beslenen gölet 2007 yılında tamamlanmıştır ve 2.261hm3 depolama hacmi bulunmaktadır.
Bitki örtüsü
İlin genelinde zengin ormanlara sahip olan Samsun'un büyükşehir ilçelerindeki ovalık yerlerde orman örtüsü yok denecek kadar azdır. Şehrin eğimli yerlerinde 1.200 metreye kadar olan kesimlerinde kayın, meşe, kestane, gürgen, dişbudak gibi geniş yapraklı ağaçlar yer alırken; 1.200 metre yukarısında ise iğne yapraklı ağaçlar bulunmaktadır.
Akarsu ve barajlar
Samsun ili topraklarından geçerek Karadeniz'e dökülen Kızılırmak ve Yeşilırmak şehir merkezi içerisinde yer almamaktadır. Büyükşehir ilçeleri sınırlarında Mert Irmağı, Kürtün Deresi, Karaboğaz Deresi, Afanlı Deresi, Elmalı Deresi, Taflan Deresi, Cecil Deresi, Eğridere, Abdal Irmağı, Büyüklü Deresi, Kirazlık Deresi, Şabanoğlu Deresi, Kör Dere, Azot Deresi, Tekkeköy Deresi, Hıdırellez Deresi, Balcalı Deresi ve Yılanlı Dere bulunmakta fakat özellikle Mert Irmağı ve Kürtün Deresi düzensiz debileri nedeniyle sık sık taşmakta ve sel tehlikesi oluşturmaktadırlar.
Samsun'un il genelinde altı baraj bulunmakta fakat bunları hiçbiri büyükşehir ilçeleri içerisinde yer almamaktadır.
Yeraltı zenginlikleri
Samsun ili genelinde çinko, kurşun, manganez, tuğla, kireçtaşı, doğal taş, kiremit ve çimento hammaddeleri ile linyit madeni ve jeotermal kaynaklar gibi yeraltı zenginlikleri bulunmakla birlikte bunlardan yalnızca kireçtaşı, doğal taş, tuğla ve kiremit hammaddeleri büyükşehir sınırları içerisinde sınırlı miktarda bulunmaktadır.
Depremsellik
Kuzey Anadolu Fay Hattı'nın etki bölgesi içerisinde yer alan Samsun ilinin büyük kısmı birinci derecede tehlikeli bölge içerisinde; büyükşehir ilçeleri olan Atakum, Canik, İlkadım ile Tekkeköy ise ikinci ve üçüncü derecede tehlike bölge içerisinde yer almaktadır. Fakat değişen fay hatları nedeniyle merkez bölgenin de birinci dereceye kayacağı ve geçmişte de depremler yaşayan Samsun'un gelecekte daha şiddetli deprem tehlikesi altında olacağı öngörülmektedir. Samsun'da şimdiye dek hissedilen en şiddetli deprem 1943 Tosya-Ladik depremi olmuş, bu sarsıntıda 8 kişi ölmüş ve çok sayıda bina hasar görmüştür.
Günümüzde Türkiye genelinde İstanbul'un ardından Samsun'da kurulan erken uyarı sistemi ile gerçekleşecek olan 5 ve üzeri şiddetinde depremlerin birkaç saniye öncesinden tespit edilmesi beklenmektedir.
İklim
Samsun iklimi şehrin konumu ve coğrafyası dolayısıyla sahil ve iç kesimlerde değişiklik gösterir. Sahil şeridi Karadeniz ikliminin etkisinde yazları sıcak ve nemli ve kışları serin olmasına karşın iç kesimler Akdağ ve Canik Dağları etkisi altında karasal iklime sahiptir ve kışlar soğuk, yağmurlu, kar yağışlı yazları ise serindir. Sahil kesiminde kışın kar çok az görülürken iç kesimlerde kış aylarında kar nedeniyle ulaşım aksayabilmektedir. Şehrin en düşük sıcaklık ortalaması 5.9 °C, en yüksek sıcaklık ortalaması ise 23 °C'dir.
EKONOMİ
TARIM
Tanzimat ile birlikte Osmanlı İmparatorluğu tarımın gelişmesi için çalışmalar içerisine girmiş, bunun neticesi olarak bir ziraat örgütü kurulmuş ve Samsun'a bir ziraat müdürü tayin edilmiştir.
19. yüzyılda bağcılığın yaygın olduğu Samsun'da, günümüzde Samsun Ruh Sağlığı ve Sinir Hastalıkları Hastanesi'nin bulunduğu yer bağ bahçeleri ile kaplıydı. Buna bağlı olarak özellikle Rumlar ve Ermeniler arasında şarapçılık yaygın bir tarım sanayi kolu olarak gelişmiştir. 19. yüzyılın ikinci yarısında yıllık üzüm rekoltesi 26.000 kilogramı geçmekteydi. Ayrıca siyah ve kokulu bir tür üzümden sirke de üretilmekteydi. Mert Irmağı ve Kürtün Irmağı arasında da bağcılık yapılmakta, dutluklar bulunmaktaydı. Fakat 1908 yılında Dimetoka ve Edirne gibi şehirlerde görülen bağ ve dut hastalığı şehirlilerin gözünü korkutmuş, bağlar bozulmuştur. O dönemden sonra bağcılık Samsun'da önem görmemiştir.
Helmuth Karl Bernhard von Moltke'nin Türkiye Mektupları adlı eserinden 19. yüzyılda Samsun'da zeytin üreticiliği de yapılmakta olduğu öğrenilmektedir. Kitapta çevresi zeytin ormanı ile kaplı şeklinde tanıtılan Samsun'da zeytin üretimi yıllık 13.000 kilograma kadar ulaşmaktaydı.
1870'li yıllarda zeytincilik ve bağcılığın yerine tütüncülük ön plana geçmiştir. Bununla birlikte zeytin ağaçları sökülmeye başlanmış ve boşalan alanlar tütün tarlası haline getirilmiştir. Özellikle 19. yüzyılda yaygınlaşan tütün ekimi halkın en önemli gelir kaynağı haline gelmiştir. Kayıtlara göre 1873 yılında ülke dışına 1.815.450 kilogram, ülke içine ise 358.223 kilogram tütün sevk edilmiştir. 1890 yılında ise ülke dışına 3.171.200 kilogram, ülke içine 1.931.000 kilogram tütün sevk edilmiştir. 1893 yılında Samsun'da tütün fabrikasının açılmasıyla birlikte üretilen tütünlerin bir bölümü bu fabrikada işlenmeye başlamıştır.
Tütüncülüğün yanı sıra tahıl üretimi de Samsun'da önemli bir yer tutmaktaydı. Buğday, arpa ve mısır önemli tahıl ürünleri idi. Pirinç, çavdar ve yulaf da seyrek olarak üretilmekteydi. 1883 yılı kayıtlarına göre 1879 yılında 320.850 okka pirinç, 873.988 kile mısır yetişmiştir. Ayrıca aynı kayda göre şehirde 2.178 adet sergenbulunmaktaydı. Ayrıca 1887 yılı kayıtlarında yıllık pamuk üretiminin 5.000.000 kilogramdan fazla olduğu bilgisi yer almaktadır. 1899 ürün cetvelinde ise 1.183.500 okka keten yetiştiği ve bir de kendir mahzeni bulunduğu bilgisi yer almaktadır.
Kadıköy'de bulunan asma kütükleri ile Kılıçdede'de bulunan sık limon ağaçları bu ürünlerin bir dönem yörede yetiştirildiğini kanıtlamaktadır.
Genellikle nadas usulü ile kullanılan topraklara bakan köylülerin büyük çoğunluğu kara sapan ile iş görmekteydiler. Küçük toprak sahipleri kendi topraklarını kendileri ekip biçmekte, büyük toprak sahipleri ise amele ile ya da yarıcılık ile topraklarını değerlendirmekteydiler. 1912 yılı kayıtlarında bazı Samsunluların Rusya'ya gidip orada yarıcılık yaparak tütün ziraatiyle uğraştıkları yer almaktadır.
Sebzecilik ve meyvecilik de 19. yüzyıl Samsun'unda yaygın olarak görülen tarım kollarından biridir. Fasulye, patates, soğan başta olmak üzere salatalık, kabak, lahana, pırasa gibi çeşitli sebzeler yetiştirilmekte idi. 1870 ürün raporlarında Samsun'da 195, Bafra'da ise 300 bahçe olduğu yazmaktadır. Meyve ağaçları ise daha ziyade evlerin bahçelerinde yetiştirilmekteydi. 1900'lü yılların başında Madozyan isimli bir Ermeninin meyve çiftliği vardı ve 1940'lı yıllarda il özel idaresi tarafından Madozyan Çiftliği adı altında işletilmekte idi. Buna ek olarak Lütfü Deveci Çiftliği de bir diğer meyve çiftliği idi. Çiftliklerle birlikte Çarşamba'da şeftali, elma, armut, kayısı, erik, kiraz, vişne, ahlat ve ceviz yetiştirilmekteydi. Ayrıca Dereköy karpuzu da Samsun'da yetiştirilmekte ve yörede ünlüydü.
1943 yılında şehirde tarımın desteklenmesi amacıyla 20.000 dekar üzerine Gelemen Devlet Üretim Çiftliği kurulmuştur. Ayrıca Çarşamba'da Ziraat Bankası'nın 100.000 dönümlük iki çiftliği vardı. 1949 yılında da meyveciliğin gelişmesi için Vilayet Çiftliği adında bir çiftlik kurulmuş ve halka fidan dağıtılmaya başlanmıştır.
Kara sapan, pulluk, tırpan, kağnı, orak gibi aletler ile kas gücüne dayanarak yapılan tarım 1940'lı yıllarda yerini makine gücüne bırakmıştır. Samsun'da 1940 yılında 32 traktör, 405 tek tekerli, 1050 çift tekerli pulluk, 15 pancar mibzeri bulunmaktaydı. Çarşamba Ovası ve Bafra Ovası'ndaki bataklıkların kurutulması ve verimli tarım alanlarının açılması nedeniyle 1950'li yıllarda traktör sayısı hızla artmıştır. Bunlara bağlı olarak geleneksel tarım aletleri hızla terk edilmiştir.
Güncel durum
Günümüzde yüzölçümünün %47'si tarım alanlarından oluşan Samsun'da başlıca olarak tahıllar, baklagiller, endüstriyel bitkiler, yağlı tohumlar ve yumru bitkiler yetiştirilmektedir. Son dönemlerde artan yatırımlarla birlikte organik tarımın da yapılmaya başlandığı bir şehir haline gelen Samsun'da organik karpuz ve ekolojik yumurta gibi ürünler yurtiçi ve yurtdışına dağıtılmaktadır. Narenciye domates, üzüm gibi eskiden bu yana üretilen meyveler günümüzde de önemli ihracat ürünlerindendir.
2012 yılı verilerine göre şehirde toplam 381.873 hektar işlenmiş tarım alanı ve uzun ömürlü bitki ekim alanı bulunmaktadır ve bunların 245.423 hektarı hasat edilmiştir. Aynı yıl elde edilen verilere göre 1.804.703 ton tahıl ve diğer bitkisel ürünler üretilmiştir. Toplam tahıllar ve diğer bitkisel ürünlerin üretim miktarlarına bakıldığında 2008-2012 yılları arasında %24 artış olduğu görülmektedir. Toplam tahıl ve diğer bitkisel ürünlerin üretimi içinde saman ve ot üretiminin payı %61 olarak gerçekleşmiştir.
Yine 2012 yılında 1.373.389 ton sebze elde edilmiştir. Toplam sebze üretim miktarına bakıldığında 2008-2012 yılları arasında %10,8 oranında artış olduğu görülmektedir. Samsun'un 2012 yılında Türkiye sebze üretimi içinde sebze üretimi payı ise %4,9 olmuştur.
2012 yılında istatistiklere geçtiğine göre Samsun'da 168.328 ton meyve elde edilmiştir. Toplam meyve üretim miktarına bakıldığında 2008-2012 yılları arasında %10,6 oranında düşüş olduğu görülmektedir. Samsun'da bu yıllar arasında en fazla üretilen grup fındığın da içinde bulunduğu zeytin ve diğer sert kabuklular grubu olmuştur. 2012 yılında Samsun meyve üretimi, Türkiye meyve üretimi içinde %0,9'luk bir paya sahip olmuştur.
2012'de Samsun'da 979 organik üretim yapan çiftçinin ektiği 4.421 hektar alanda üretim 6.475 ton olarak kayıt altına almıştır. Samsun bu miktarla Türkiye organik tarım üretimi içinde %0,4'lük pay elde etmiştir.
2012 yılında kaydedilen tüm bu tarımsal üretimin toplam değeri 4.052.085₺'dır.
Sanayi
Karadeniz Bölgesi'nin en fazla sosyo-ekonomik gelişmişlik gösteren şehri olan Samsun'un büyükşehir ilçelerinden Tekkeköy'de 1.606.522 m2'lik alan üzerine 1981 yılında kurulan kurulan bir organize sanayi bölgesi yer almaktadır. Karayolu, demiryolu ve havayolu ile erişim sağlanan bölgede 111 farklı sanayi parseli bulunmakta ve 5.000'den fazla kişi istihdam edilmektedir. Sanayi bölgesinde üretim en fazla 10'ar fabrika ve %14'erlik pay ile elektriksiz makine ve madeni eşya sanayi alanlarında gerçekleşmektedir. Ayrıca yine Tekkeköy'de 2005 yılında başlayan çalışmalar neticesinde Samsun Gıda Organize Sanayi Bölgesi adıyla bir organize sanayi bölgesi daha kurulmuştur. Mevcut olarak 260.322m2'lik bir alan üzerine kurulan ve 1.725 kişinin istihdam edildiği bölgede 22 firma faaliyet göstermektedir ve 281.198.032₺ yatırım yapılmıştır. Organize sanayi bölgelerinin yanı sıra şehrin çeşitli yerlerinde sanayi siteleri de bulunmaktadır.
Sanayi kuruluşlarının dışında şehirde 1995 yılında faaliyete başlayan bir de serbest ticaret bölgesi yer almaktadır. Türkiye Ekonomi Bakanlığı'nın 2012 verilerine göre Samsun Serbest Ticaret Bölgesi'nin yıllık ticaret hacmi 70.139$'dır. Toplam 367 kişinin istihdam edildiği bölge bu alanda Türkiye'deki tüm serbest ticaret bölgelerinin %0.65'lik bir dilimini oluşturmaktadır.
TURİZM
1980'li yıllarda turizmin yalnızca "sahil ve güneş" anlayışından ibaret olması iki ay yaz mevsimi geçiren Samsun'da turizmin yeterli seviyede gelişememesine neden olmuştur. 1990'lı yıllarda değişen turizm anlayışıyla birlikte turizm ekonomik bir kaynak olarak görülmeye başlanmış ve turizm ürünleri çeşitlilik göstermeye başlamıştır. 1992 yılında Samsun adına Erkan Uçkun tarafından hazırlanan ve Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından onaylanan Samsun İli Turizm Envanteri ve Turizmi Geliştirme Planı'nın, Samsun turizminin bu yönde gelişmesine öncü olması beklenirken kurum ve kuruluşların ilgisizliği nedeniyle çok kısıtlı bir etki göstermiştir. 2000'li yıllarla birlikte ajanslar ve Samsun Büyükşehir Belediyesi tarafından desteklenen projelerle Samsun turizm konusunda bir ivme kazanmıştır. 2011 yılında hazırlanan turizm stratejisi master planındaki 7 tematik turizm gelişim koridoru arasında yer alan Samsun'da önümüzdeki yıllarda yayla ve doğa turizminin gelişimine öncelik verilmesi amaçlanmaktadır.
Günümüzde Samsun için turizm ile ilişkili birçok plan yapılmış olmasına rağmen yapılan çalışmaların yetersiz kalması ve yerel turizm aktörlerinin ilgisizliği nedeniyle turizmin Samsun'da başlıca bir ekonomi kolu olamayacağı ancak doğru adımların atılması halinde bu algının değişeceği ve turizmin Samsun'da önde gelen ekonomik planlar arasında yer alabileceği öngörülmektedir.
Doğa turizmi
Samsun, Karadeniz Bölgesi'nin en uzun kıyı şeritlerinden birine sahiptir ve bu şerit Samsun merkezinden Ondokuzmayıs'a kadar uzanmaktadır. 35 kilometre uzunluğundaki bu kıyı şeridinin %90'lık kısmı ince kumlu ve denize girmeye uygun plajlardan oluşmaktadır. Şehrin başlıca plajları Mert, Fener, Bandırma, Atakum ve Atakent plajlarıdır. Sahillerde yüzme dışında sörf, jet ski, yelken gibi alternatif sporlar da yapılabilmektedir ayrıca çeşitli konaklama ve eğlence tesisleri de bulunmaktadır. Son yıllarda Samsun Büyükşehir Belediyesi tarafından Samsun plajlarının mavi bayrak alması adına bir takım çalışmalar yürütülmektedir.
Plajların dışında Samsun'da yamaç paraşütü ve at biniciliği turizmi de yapılmaktadır. Ayrıca Gölalan Şelaleleri ve Asarağaç Tepesi de son yıllarda turizme kazandırılmıştır.
Kültür turizmi
Müzeler
Şehir genelinde mevcut olarak 6 müze bulunmakla birlikte İlkadım'da bir müze daha açılmasına dair çalışmalar yapılmaktadır.
Samsun'un ilk müzesi olan Samsun Arkeoloji ve Etnografya Müzesi, Samsun Müzesi adıyla 1930'lu yıllarda açılmıştır fakat resmî açılış tarihi 19 Mayıs 1981'dir. Müzede Bakır Çağı, İlk Tunç Çağı, Hitit, Helenistik ve Roma dönemlerine ait eserler sergilenmektedir. Müzenin en değerli değerli koleksiyonu Amisos Hazinesi'dir.
Şehrin ikinci müzesi olan Gazi Müzesi, Mustafa Kemal'in 19-25 Mayıs 1919 tarihleri arasında Samsun'da kaldığı binanın ikinci katının 5 Ekim 1940'ta müzeye çevrilmesiyle oluşturulmuştur. 1998 yılında ise tüm bina müze olarak düzenlenmiştir. Mustafa Kemal'in Samsun'da kullandığı şahsi eşyalarının da sergilendiği müze 2006 yılında Atatürk Müzesi ile birleştirilmiştir.
Bandırma Vapuru Müzesi, 1999 yılında Samsun Valiliği'nin orijinal vapurun boyutlarına sadık kalınarak tekrar inşa ettirmesiyle oluşmuş ve 2003 yılında ziyarete açılmıştır. 2005-2008 yıllarında ise müzede ve çevresinde yenileme çalışmaları yapılarak açık hava müzesi olarak yeniden düzenlenmiştir. Müzede Mustafa Kemal ile onunla Samsun'a gelen silah arkadaşları ve mürettebatın balmumu heykelleri sergilenmektedir.
Tekkeköy'ün ilk müzesi olan Tekkeköy Atatürk Evi 26 Haziran 2006 tarihinde ziyaretçilere açılmıştır. Atatürk'ün Selanik'te doğduğu evin birebir kopyası olarak inşa edilen müzenin dekorasyonu da bu doğrultuda yapılmıştır.
Samsun Kent Müzesi ise 2013 yılında ziyaretçilere açılmıştır. Samsun'un sosyal, tarihî, kültürel, coğrafi ve ekonomik yapısına ilişkin bilgilerin ve malzemelerin sergilendiği müze ilk 70 gün içerisinde 20.000 ziyaretçi çekmiştir. Ayrıca Tarihi Kentler Birliği'nin jüri özel ödülüne layık görülmüştür.
Samsun'da son açılan müze olan Tekkeköy Mağaraları Arkeoloji Vadisi Müze Evi, 1 Mart 2014 tarihinde açılmıştır. Tekkeköy Mağaraları çevresindeki üç tescilli eski Rum evinden birisinin restore edilmesiyle oluşturulan müzede mağara ve çevresindeki hayata dair malzemeler ve heykeller yer almaktadır. Türkiye'nin ilk imitasyon müzesi olan müze evin bu adla bilinmesinin nedeni sergilenen çoğu malzemenin müze için özel olarak üretilmesidir.
Bu müzelere ek olarak Çanakkale 1915 Savaş Malzemeleri Müzesi gibi gezici müzeler dönem dönem Samsun'da da sergilenmektedir.
2012 yılı verilerine göre Gazi Müzesi, Samsun Arkeoloji ve Etnografya Müzesi ile Bandırma Vapuru Müzesi'nde toplam 18.977 eser sergilenmektedir ve bu müzeler yıl boyunca 97.817 kişi tarafından ziyaret edilmiştir.
Arkeolojik alanlar
Samsun'un şehir merkezinde tahribata uğramış 3 arkeolojik alan bulunmaktadır. Bunlar İlk Tunç Çağına ait olduğu saptanan Akalan Kalesi ve Bağtepe yamaç yerleşimlerine ek olarak Bakır Çağı ve İlk Tunç Çağı yerleşimlerinin bulunduğu Dündartepe Höyüğü'dür. Bunlara ek olarak Hacı Osman sit alanı, Hızır İlyas Höyüğü, Toptepe Tümülüsleri, Atakent Tümülüsleri, Çarşamba Bedesteni, Göçeli Cami, Şeyh Habil Mezarlığı, Hazinedarzade Süleyman Paşa Medresesi, Mater Dolorosa Katolik Kilisesi, Karakol Cami, Pazar Cami, Çinili Hamam, Samsun Bedesteni, eski Osmanlı Bankası binası, eski Sümerbank binası, Merkez Bankası binası ile Çarşamba'daki üç çınar ve bir meşe ağacı gibi kentin tarihine ilişkin eserler kültür varlıkları olarak Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından onaylanmıştır.
Kültür varlıkları arasında yer alan arkeolojik sitlerden yalnızca 28 Kasım 1995 tarihinde keşfedilen Toptepe Tümülüslerinde detaylı kazı çalışmaları yapılmıştır. 2004-2005 yıllarında yapılan kazılarda yerleşimin Helenistik Dönem'e ait olduğu saptanmış ve Pontus Krallığının üst düzey yönetici ailelerinden birine ait olduğu düşünülen bir mezar yapısı olduğu tespit edilmiştir. Ayrıca mezar odalarında bulunan Amisos Hazinesi de Samsun Arkeoloji ve Etnografya Müzesi'nde sergilenmektedir. 2008 yılında tamamlanan çalışmalar sonrasında tümülüslere Amisos Tepesi adı verilmiştir. Günümüzde Amisos Tepesi turizme hizmet edecek şekilde yeniden düzenlenmiş ve mezar odaları ziyaretçilere açılmıştır.
Amisos Tepesi'nin yamacında oluşturulan Amazon Adası'nda Amazon Heykeli, Amazon kanalı, suni kayak pisti, balık restaurantları ve piknik sahaları yer almaktadır. İlerleyen dönemlerde su parkı, fitness center ve spor tesisleri de inşa edilmesi planlanmaktadır. Ayrıca Amazon Adası'nda Amazon Köyü adıyla bir köy oluşturulmuş ve temsili Amazon balmumu heykelleri, kabartmaları, günlük eşyaları yerleştirilmiştir. Yine Amazon Adası'nda yer alan Amazon Heykeli'nin sağ ve sol taraflarına Anadolu Aslanları adı verilen iki heykel yerleştirilmiştir. Heykellerin içerisinde asansör olup aslanların ağız kısmına çıkılabilmekte ve Amazon Adası yüksekten izlenebilmektedir.
1941'de ilk kez kazılmaya başlanan ve 1977 yılında sit alanı ilan edilen Tekkeköy Mağaralarında da son yıllarda turizm ekonomisine kazandırılması amacıyla çalışmalar yapılmış ve 2013 yaz sezonunda ziyaretçilere açılmıştır. Turizme açıldıktan sonra Fransız arkeologların da dikkatini çeken mağaralardaki yerleşim geçmişi MÖ 60000'e dek uzanmakta ve Eski Taş Çağı ile Bakır Çağı yerleşimlerine rastlanmaktadır. 360.000m2'lik alana bir yayılan mağaraların yalnızca 96.000m2'lik bir kısmı ziyaretçilere açılmış olsa da gelecek dönemde tüm alanların düzenlemesinin yapılması planlanmaktadır. Ayrıca mağaraların çevresinde Hitit Yolu, Frig Kalesi ve eski Rum evleri de bulunmaktadır. Hitit Yolu ve Frig Kalesi için bir çalışma yapılmamakla beraber eski Rum evleri restore edilerek ziyaretçilere açılmıştır. Mağaralardaki kazılarda ele geçirilen çanak çömlek parçaları ile diğer eşyalar da restore edilen bu evlerde sergilenmektedir.
samsun arkeoloji ve etnografya müzesi
SAMSUN BÜYÜK CAMİİ
TEKKEKÖY MAĞARALARI
AKALAN ŞELALELERİ
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder